Neler Hakkında Yazıyorum?

29 Mart 2024 Cuma

BCP Mart * Kadın Yazarlar, Kadın Hikayelerini Anlatan Eserler ~2024

Merhabalar.

Bcp etkiliğine katıldığım için sevindiğim anlardan biri çünkü bu etkinlik olmasa kendimi motive edip de yazı yazmaya gelmeyeceğim. Burayı ihmal ettiğim zamanlardayım. Bakalım ne olacak böyle merak ediyorum. Bu ayın teması benim çok hoşuma gitti. Herkesi gezip güzel öneriler almak istiyorum. Siz de etkinliğe katılmak isterseniz buradan bilgi alabilirsiniz. Ben bu ayın temasında iki şeyden bahsedeceğim. İlki bir film. Yakın zamanda izlediğim ve aşırı sevdiğim bir film oldu. Ben kuir sinemasını çok severim. Şu son birkaç yıldır da elim hep onlara gidiyor. Sektör de hareketlendi şimdi iyi oldu bol bol içerik bulabiliyorum farklı hikayeler ve farklı tarzlarda. Benim seçtiğim filmin adı The World to Come. Bir kitaptan uyarlanan harika bir film. 1800'lerde Amerika'nın taşrasında geçen bir film. Abigail eşiyle bir çiftlik sahibidir. Kendi aileleri de bu işi yaptığından nesilden gelen bir kader gibi yaşamını kabullenmiştir. Durgun ve hüzünlü biri gibi duran Abigail'in geçmişte başına çok üzücü bir olay gelmiştir ve onun acısıyla baş etmeye çalışıyordur. Bir gün yaşadıkları yere başka bir aile taşınır. Abigail kendine bir arkadaş edinmiş olur böylece. Tallie çok güzel, neşeli ve konuşkan biridir. Zamanla iki kadın birbirlerine arkadaş, dost olurlar. Evlilikleri, çocuklukları ve kendileri hakkında konuşurlar. Aralarındaki bu sevgi gün geçtikçe daha da derinleşir ve iki kadın birbirine aşık olur. Biz filmde iki karakter üzerinden kadınların pek çok yönünü görürüz. Kendi annelerini, annelerinin öğütlerini dinleriz. Ben çok benzerlikler buldum açıkçası. Özellikle çiftlik işlerinin kaydının tutulması hakkında bir diyalog var o beni çok etkiledi. Anlattığı aşk hikayesinin yanında geçmişte kadınların yaşadığı şeyleri izlemek benim daha çok hoşuma gitti. Her yönden çok etkileyici bir film. Kitaptan uyarlandığı için sürekli edebi cümleler duyuyoruz filmde. Gerçekten ayı bir his sarıyor etrafınızı filmi izlerken. Ben gerçekten beğendim.

Diğer önerim ise bir kitap. Yakınlıklar - Lucy Caldwell. Bu bir öykü kitabı. İçinde kadınların toplumda karşılaştığı her konu var neredeyse. Annelik, hamilelik, kürtaj, cinsellik, arkadaşlık gibi pek çok konuda hem kadınların kendi iç seslerini hem de dışarıdaki sesleri duyuyoruz hikayeleri okurken. Gençken ve biraz büyüyünce fikri değişen kadınları görüyoruz. Hikayeler çok etkileyici ve güzeldi bence. Kitabın tek kötü yanı çevirisiydi. Malesef ben bu tarzı sevemedim. Daha bizim dile uyarlanmış bir çeviri olsaydı bu tarz konuları daha da içselleştirip daha duygu dolu bir yerden okuyabilirdim. Ama arada hep ben buradayım onlar orada durumunu hissettim. Farklı bir kültür olduğu, ortak noktamızın kadın olmamız olduğunu ama onun dışında hayata yan yana pencerelerden bakan kadınlar olduğumuzu düşündüm. Yine de çok güzeldi tabi. Bence benden daha zengin okumalar yapanlar buna benim kadar takılmayacaklardır.

Evet benim önerilerim de bunlar. Kadın hikayelerine bayılıyorum. Şimdi televizyonda da Bahar'ı izliyorum. O da çok hoşuma gidiyor. O bizim kültürü anlattığından acı sosu bol oluyor onu izlerken. Ben de biraz severim duygusal acıyı. Arabesk genlerde var galiba. Kendime duygusal mazoşist diyorum hatta. Gidip gidip böyle hikayeleri sevdiğim için. Ama ne yapayım bayılıyorum gerçek hayat dramlarına. Artık bitiriyorum yazımı. Çok şey okudum, çok şey izledim buraya da yazmayı çok istiyorum. Bakalım bir gün mutlaka.

Mutlulukla kalın.

29 Şubat 2024 Perşembe

BCP Şubat * Yalnızlık, Dostluk, Kardeşlik, Sevgi ~2024

Merhabalar.

Kaç gündür kaçak göçek buraya gelip yazayım şu yazıyı, temaya bakayım, kim ne yazmış okuyayım diyorum ama kısacık durup sıvışıyorum geri. Yoğunum ama çok şükür bu yoğunluğa. Allah iş kaygısı versin diye dua var bilmem hiç kullanan var mı çevrenizde. Ben çok duyarım ve söylerim. Başka problemler yerine iş güç için kaygılan demek. İnsanın başına da binbir türlü hal geliyor hayatta. Onları görünce iş ya da okul dertleri kolay geliyor. Yine de Allah kaldıramayacağımız yük vermesi hiçbirimize. Bugün dualarla giriş yaptık ilginç oldu. Ben bir ara çok fazla otobüs kullanıyordum. O sırada çevreyi izlemeyi de çok seviyordum. Ne zaman birini, bir çocuğu, bir hayvanı, ışığı yanan evleri ya da dikkatimi çeken bir şeyi görsem hemen dua ederdim içimden onlar için. O kadar rahatlatırdı ki beni. Başkası için dua ettikçe benim için de dua eden insanlar olacağına inanıyorum. Birkaç gündür bunu düşünüyorum o yüzden sanırım yazı da buraya evrildi. Dua edenleriniz çok olsun canım blog arkadaşlarım. Her dileğiniz en güzel şekilde gerçek olsun inşallah.

Konuya geçeyim yavaş yavaş. Ben bu tema için yakın zamanda bitirdiğim bir kitabı seçtim. Müzik ve Sessizlik. 

Peter Claire adlı bir lavtacı Danimarka kralı IV. Christian'ın saray orkestrasına katılır. Kral mükemmeliyetçi biridir ve orkestranın en etkileyici şekilde duyulması için tasarladığı bir oda vardır. Sarayın altındaki mahzen. Birçok yetenekli müzisyenden oluşan bu grup işlerini en iyi şekilde yapmak için gayret eder ama şartlar çok zorlayıcıdır. Peter Claire o sıralar arayışta olan bir delikanlıdır. Bir önceki çalıştığı yerde yaşadığı olaylar onu sarsmış kendini bulmak için yollara düşmüştür. Yolu Danimarka'ya kadar gider. O sıralar ülke sıkıntı içindedir ve maddi olarak zorluk çekmektedir. Kral bunun sorumluluğuyla kaygılı bir haldedir. Peter Claire'i gördüğü anda ondan ve müziğinden çok etkilenir. Onu meleği ilan eder ve daha ayrı bir özen gösterir. Geldiği gibi kralın gözüne giren lavtacı daha dikkatli olmalıdır şimdi. Hayatla ilgili sorgulamaları devam eden gencin karşısına o sarayda bir şey daha çıkar. Aşk. Kralın eşinin hizmetinde çalışan Emilia'ya gördüğü anda vurulan genç kraliçenin krala olan sadakatsizliği ile sevgilisini kaybedince kitabımızdaki heyecanlı olaylar da başlar.
Kitapta birçok karakter ve onların hayat hikayeleri var. Ben o kadar çok yerin altını çizdim ki anlatamam. Şu an kitap yanımda olmadığı için paylaşamıyorum ama belki daha sonra onları da eklerim buraya. Her karakteri bölüm bölüm okuyoruz kitapta. Çok akıcı bir dili var. Her karakter için farklı aynı zamanda. Ben bayıldım bu kitaba. Normalde kralmış, soyluymuş, siyasetçiymiş vb. yönetici kısmını sevmem gerçek hayatta ama okurken onunla bile empati kurabildim. Son ana kadar ne olacak merak ettiriyor. Hiç tahmin edemeyeceğiniz şeyler ve gerçek olaylara paralel bir anlatım var kitapta. Ben sahaftan almıştım adını sevdiğim için. İyi ki almışım. Eğer bulursanız şans verin derim. Şubat ayının temasındaki her kelimeyi karşılıyor bence kitap. Daha iyi bir seçim yapamazdım.
Kendinize iyi bakın.
Mutlulukla kalın.

2 Şubat 2024 Cuma

BCP Ocak * Komedi, Müzik, Mizah ~2024

Merhabalar.
Blogları Canlandırma Etkinliği 2024 yılında da devam ediyormuş ben de katılmak istedim. Çünkü ayda bir bile olsa yazı yazmamı sağlıyor. Buraya ara verdikçe bir tutukluk oluşuyor bende. Bu etkinlik sayesinde bunu kırmış oluyorum. Ölmeden bloğumla düzenli şekilde ilgilenebildiğim günleri görecek miyim merak etmiyor değilim. 
Hazır konuyu ölümden açmışken ilk animasyon filmimizi de tanıtayım. Bu ayın teması için seçtiğim ilk film Soul. Gerçekten komedi ve müziği bir arada harmanlayan çok keyifli bir animasyondu. Herkesin çok seveceğini düşünüyorum. Aralarda hoşuma giden çok detay oldu. Gerçekten kaliteliydi.
Diğer seçtiğim şey de bir animasyon. Ben küçükken Ateş ve Su oyununu çok oynardım. Animasyonu çıkınca da izleyeyim dedim ve çok beğendim. Elemental: Doğanın Güçleri gerçekten yer yer güldüğüm bir film oldu. Karakterler biraz 80'ler Amerikan romantik komedilerinden fırlamış gibi davransalar da izlemesi çok keyifliydi. Sizlere de bu iki animasyonu öneririm.
Mutlulukla kalın.

8 Ocak 2024 Pazartesi

Kalbimde Yeri Ayrı Olan Dizi Önerileri * HIStory 3: Make Our Days Count

Merhabalar.
Bir önceki yazımda daha aktif olmak istediğimi söylemiştim. O yüzden geçiktirmeden aklımdakileri yazmayı planlıyorum. Ben aslında çok fazla bl yapım izliyorum. Asya bu konuda bolluk içinde. Çok kaliteli işler var. Eğer ilginizi çekiyorsa şimdi size bl türünün en güzel dizilerinden birini anlatacağım. Niyetim bloğu böyle bir tarafa çekmek değil ama önümüzdeki paylaşımlarda bl içerikler fazlaca olacak şimdiden bilgilendirmesini yapayım. 
Dizimiz Tayvan dizisi. 20 bölüm ve her bölüm 25 dakikadan oluşuyor. Konusuna gelecek olursak Xiang Hao Ting lisenin popüler ve bir o kadar yaramaz çocuklarından biridir. Kız kardeşine örnek olmak istediği bir dönem çalışıp çabalayıp 2. olmuş ama ondan sonra dersleri hiç ciddiye almayıp sıralamada sonlara düşmüştür. Bu onun hiç umrunda değildir. O günlerini arkadaşlarıyla takılarak, kız arkadaşının peşinde koşarak, eğlence ile geçirir. Bu serseri oğlumuzun kız arakadaşı da kendi gibi ilgiyi çok sever ve Hao Ting'in artık eskisi kadar ilgili olmadığını düşünüp kendine daha ideal bir aday seçmek ister. Okulun dahisi Yu Xi Gu. Yu Xi Gu derslerde hep birincidir. Çok iyi bir okula gideceği kesin, geleceği parlak, çalışkan biridir. Kızımız HaoTing'e YuXiGu'dan hoşlandığını söyler. Bunu duyan HaoTing'de hırs yapar ve intikam almak ister. Başta XiGu için hayatı zorlaştırmak için her şeyi yapsa da zamanla onun yaşadığı başka problemleri fark eder ve kendini suçlu hisseder. Ama hissettiği tek şey suçluluk değildir. HaoTing YuXiGu'dan hoşlanmaya başladığını fark eder ve hislerini ona açar. Israrcı aşığımız kabul edilmek için her şeyi yapacaktır. Bakalım YuXiGu zorlu hayatına bu şımarık çocuğu kabul edip kalbinde aşka yer açacak mı?
*Belki biraz spoiler olabilir bundan sonrasında.
Ben diziyi hala arada açar izlerim. Çok kaliteli bir iş bence. History Tayvan'da seri olarak çekilen bir iş. Yani başka hikayeler de var başka oyuncularla. Ama galiba ben en çok bu hikayeyi seviyorum. Dram ağırlıklı bir dizi olduğu için de ayrıca bağlandım. Bu tür işler benim için unutulmaz oluyor hep. Hala bazı resimlerde, müziklerinde aynı duyguları hissettiriyor bana. HaoTing ve XiGu'nun beraber kurdukları dünya ve buna doyamadan yaşamak zorunda kaldıkları hala içimi yakıyor. Onları çok seviyorum ben.
Eğer izlemediyseniz ve Asya bl yapımlarına ilginiz varsa mutlaka izleyin derim. Çok şey kaçırıyorsunuz. Oyuncular bu sene başka bir dizide de yan rol olarak yer aldılar. Herkes bu dizinin 2. sezonunu bekliyor ama zor gibi. Bakalım ilerine ne olursa artık. Ah bir de başka bir Japon bl dizisinde kendi karakterleriyle sonda ufak bir gözüktüler. Çok buruktu orası da benim için ama çok da anlamlıydı. Dizilerin isimleri Kiseki ve Life: Love on the Line bu arada. Belki merak eden olur. İlkini ben sevemedim pek devam ettiremedim o yüzden ama ikincisi izleme listemde. Konusunu artık öğrendim sayılır ama o da dram olduğu için izlemek istiyorum. 
Evet bu kadardı. Artık eskisi gibi uzun uzun spoiler yazıları yazmıyorum. Çok vakit alıyor öyle olunca. İçimden geçen öylesi ama artık olduğu kadar. Ses kaydı atılıyor olsa daha pratik olur aslında. Saatlerce filmler, diziler, kitaplar hakkında konuşmak istiyorum.
Hoşçakalın.
Mutlulukla kalın.

7 Ocak 2024 Pazar

BCP Aralık * Taze Eserler

Merhabalar.

Blogları Canlandırma Etkinliği bu postla beraber bitiyor. Bu güzel etkinliği başlatan, her ay postları derleyen Okurix'e çok teşekkür ederim. Buradan onun sayfasına ulaşabilirsiniz. Ben her ay herkesin yazısını okumayı başaramasam da elimden geleni yapmaya çalıştım. Eğer bu yıl da devam ederse daha aktif ve dakik olmak istiyorum. Bu ay da hayatımdaki hareketlilikten dolayı yazamadım ama şimdi tamamlıyorum. Belki çok ayrıntılı yazamam ama güzel filmler izlediğimi düşünüyorum. Şimdiden hepsi önerimdir. 

Önce Past Lives. Kore dizilerini sevenler bu filmi duymuştur mutlaka. Bence çok güzel bir filmdi. Benim yaş grubumdaki insanlar yani 90'lıların çok fazla empati yapacağı şey vardı. Özellikle bilgisayar ve internetin hayatımıza daha geç girmesi ama hala çocuk sayılacağımız zamanda girmesi ve gerçekle sanal dünya arasında kurduğumuz denge güzel yansıyordu bence. Çocukluk arkadaşı olan ikilimiz kızın yurt dışına taşınması ile ayrılır ve yıllar sonra sosyal medyadan konuşmaya başlarlar. Nora'ya bayıldım. Her sahnesi müthişti filmin. Özellikle Nora ve kocasının ilişkisine hayran kaldım. Tam benlikti. Karakterlerin duygularını çok iyi yansıtmış film. Replikleri çok kuvvetliydi ve asla sırıtmıyordu. Çok doğal bir iletişim şekilde akıyordu bence.

İkinci filmimiz Culpa Mia. Bir gün çok sıkıldım. Hem wattpadvari hem de ateşli bir şey izleyeyim. Güzel kızlar, yakışıklı erkekler olsun dedim. Tabi bu denkleme İspanyolca otomatikman dahil oluyordu. Araşıtırırken karşıma çıktı ve çok keyif aldım. Sizin de böyle filmler aradığınız zamanda gelir kurtarır günü. Fena değildi. Kız salak değildi en sevdiğim şey bu oldu.

Passages. Bu yılın en beklediğim filmlerinden biriydi. Oyuncularını çok seviyorum çünkü. Beklediğim kadar olmasa da keyifliydi. O dönem nedense şansıma hep üçlü ilişkiler çıkıyordu karşıma. Böyle izlediğim, okuduğum şeylerde bir ortaklık olunca daha da keyifli geliyor bana. Bu filmde öyle oldu. Gerçekçiliği filmi sevmemde en büyük etkendi. Sıkılan çok olur ama bu tarz filmleri seven bunu da sevecektir. Sadece yüzeysel bulabilirsiniz çünkü karakter biraz yüzeyseldi. Narsist bir adamın hayatındaki her şeyi mahvetmesi bence filmin ana fikri.

Saltburn. Taze izlediğim filmlerden. Buraya yazmasam olmazdı. Bu filmi de çok bekledim. Hemen izledim bulduğum gibi. Barry Keoghan beni her zaman kendine hayran bırakıyor. Filmin her anı muhteşemdi. Okulundaki popüler çocuğu takıntı haline getiren Oliver'ın maceraları. Filmi olabilecek en sığ şekilde özetledim öyle acayip şeyler var ki filmde her anına hayran kaldım izlerken. Birkaç gün etkisinden çıkmam ben. Çok beğendim. 

Benim son Bcp postum da böyle. Kısa yazabildim yoğunluktan dolayı ama umarım aralarında seveceğiniz filmler olur. Bir de bir şey sormak istiyorum ya da bilgilendirmek diyeyim. Ben her türden film izliyorum. Konularından kısaca bahsediyorum genelde ama arada çıplaklık ya da müstehcenlik de oluyor filmlerde bunu yazmıyorum. Birkaç kişi önerdiklerini izleyeceğim deyince aklıma takılıyor bilgilendirsem mi diye ama zaten kendileri araştırdığında önlerine çıkacak bilgilerden. Neyse kısacası ben izlediğim filmleri seçerken böyle bir hassasiyet taşımıyorum. Yani önerdiklerim arasından her şey çıkabilir. Bu yazıdaki filmlerde de var. Ona göre öncesinde araştırırsanız bu tarz hassasiyetleriniz varsa sizin için iyi olur. 

Artık blogla daha çok ilgilenmek istiyorum. Eksikliği hep hissedilen bir yer burası. Güzel yazılarda buluşuruz umarım.

Mutlulukla kalın.

17 Aralık 2023 Pazar

Kalbimde Yeri Ayrı Olan Dizi Önerileri * Be My Favorite

Merhabalar.
Asya yapımlarına ilgi duyduktan sonra bir noktada sadece Kore değil diğer ülkelerin işlerini de merak eder oluyorsunuz. En azından ben de böyle oldu. Kore'nin komşularından başlayıp yavaş yavaş haritada uzaklaştım ve bir gün Tayland diye bir ülkenin dizi-filmleri de fena değilmiş dediğim bir an yaşadım. Sonra bir de baktım ki aslında yeppudaa'da izlediğim bazı filmler zaten Tayland filmiymiş. Neyse başta lakornlara baktım ama cıks olmadı. Bana gelmedi o tarz. Sonra Tayland eğlence sektörünün demirbaşlarından biri olan bl yapımları gördüm. Aa ne kadar farklı, ülkede böyle işlerin yapılıyor olması ne kadar güzel, keşke bizde de böyle özgürce anlatılabilse bu konular derken aslında orada da bu dizilerin biraz hayranlardan para koparma amacı olduğunu, gerçek dertlerin işlenmediğini düşünmeye başladım. Bu düşünce sürecinde birkaç diziyi izlemiştim. İçlerinden bazıları gerçekten çok güzeldi. Bazıları çok ders verici, tam da önemli noktalara parmak basan işlerdi. Ama çoğunluğu fanlara yaranmaya çalışılan ve saçma işlerdi. O yüzden oradan da uzaklaştım. Neyse sonra çok sevdiğim bir dizide oynayan çok sevdiğim bir oyuncu yeni bir diziye başladı. Partneri çok da sevmediğim biriydi. Konuya baktım, ilk bölüme şöyle bir bakındım ve hmm izleyeyim dedim. Konu fena değildi. Başrolü çok beğeniyordum. Teknik kalite de çok iyiydi, bunu Tayland'da bulmak zor çünkü bence. Neyse işte izlemeye başladım. İzledikçe bağlandım. Bazı sahneler geldikçe takdir ettim. Onların ilişkisini gördükçe o aşka aşık oldum. Ve çok keyifli, çok sevdiğim bir dizi izlemiş oldum. Size de anlatmak istiyorum şimdi bu diziyi. Hatta kendimi motive edip daha çok dizi yazmak istiyorum buraya.
Şimdi dizinin konusuna gelelim. Kawi (Krist Perawat), otuzlarında, mutsuz, para sıkıntısı çeken ve lisede yapmadığı şeylerin ve kavuşamadığı aşkının pişmanlığıyla hayatı kendine dar eden biridir. Üniversite döneminde babasının maddi sıkıntıları yüzünden kendini tüm ekstra masraflardan çekmiş, bir işte çalışan ve bu sebeplerle sosyalleşemeyen bir öğrencidir. Kendini geri çektiği her seferde üzülse de bir türlü kabuğunu kıramaz. Üniversitedeki gizli arkadaşlık uygulaması ile Pearl (Aye Sarunchana) ile eşleşmiştir. Ona kim olduğunu söylemeden hediyeler alır, okulda ona faydası olan yardımlarda bulunur. Bir yandan da Pearl'den hoşlanıyordur. Bu gizli arkadaşlık uygulamasında herkesin kimle eşleştiğinin açıklanacağı gün Pearl için son parasıyla bir müzik küresi alır. Heyecanla ona götürürken birine çarpar ve küre kırılır. Verecek bir hediyesi olmadığı için kendini açık etmeye gitmez. Ama onun yerine giden biri vardır, Pisaeng (Gawin Caskey). Benim aşkım bu işte hihii :). Pisaeng, Pearl ile çocukluk arkadaşıdır ve orada boynu bükük kalınca gizli arkadaşın benim deyip öne çıkar. Yapılan tüm o jestleri de Pisaeng yapmış görünür böylece. Kawi buna çok kızar ama sesini çıkarmaz. Yıllar geçer ve Kawi mutsuz ve pişmanlıklarla dolu bir yetişkin olur. Bir gün ona bir davetiye gelir. Pearl ve Pisaeng evleniyordur ve Kawi de davetlidir. Bunu görüp daha fazla öfkelenen, hayatına isyan eden Kawi kırık küreyi alır ve tamirciye gider. Ama tamirci yıllar önce üretilen bu küreyi tamir edemeyeceğini söyleyip reddeder. Kawi o an tüm öfkesiyle bağırıp sızlanır. Hayatının mahvolduğunu, pişmanlıklarını, mutsuzluklarını döker ortaya ve çıkar gider bir banka oturur. O sırada yanına bir adam gelir ve ona küreyi tamir edip ona geri verebileceğini söyler. Biraz tereddüt etse de kabul eder. Ama hemen sonra pişman olur. Ya adam geri vermezse, ya onu dolandırdıysa, ama ucuz bir küre için niye bunu yapsın ki, hayatı yine berbat gidiyor işte, bir küre kalmıştı elinde o da gitti, Pearl de Pisaeng'le evleniyor derken derken adam küreyi geri gönderir. Tüm bu olumsuz duygularını beslemeyi bir an için bırakmayı başaran Kawi küreyi alır, çevirir ve bir anda her şey değişmiştir. Kawi geçmişe, üniversitedeki ilk yılına geri dönmüştür. Bunun ona verilen 2. şans olduğunu öğrenen Kawi bu kez tüm işleri doğru yapmaya ve Pearl'e kavuşmaya kararlıdır. Zamanla verdiği tüm kararların geleceği öngörülemez şekilde değiştirdiğini ve Kawi'ye göre daha da mahvettiğini gördükçe ne yapacağını bilemez hale gelir. Ama Kawi'nin olumsuz olarak gördüğü bu değişiklikler belki de herkes için 2. bir şanstır. 
Ben diziyi çok ama çok sevdim. Pisaeng hem oyuncusuyla hem karakteriyle beni kendine hayran bıraktı. Hatta bir ara herkese bir Pisaeng verilse dünyada mutsuz ilişki kalmaz diye bile düşündüm. Ya da sadece bana verin. :D Kawi'nin karakter gelişimi de çok iyi işlenmişti. Olgunlaşması, hayatının kontrolünü ele alması, sürekli şikayet etmek yerine olduğu durumu iyileştirmeyi öğrenmesi çok iyi işlenmişti. Diğer karakterlerin hikayeleri de işlenmişti ve onlar da gerçekten çok güzledi. Her bir detayıyla bayıldığım bir dizi kısacası. Eğer Tayland işlerini seviyorsanız, bl dizi izlemek istiyorsanız ama kalitelisini bulmak istiyorsanız, Gawin'e özel bir düşkünlüğünüz varsa benim gibi :) ya da arada farklı 12 bölümlük hoş bir dizi izleyeyim farklı bir kültür göreyim derseniz tavsiye ederim. Yani kısaca herkese tavsiye ediyorum bu diziyi. Ben kesin tekrar izlerim çünkü editleri görünce bile yüzüm gülüyor. Bu kadardı. Kendinize iyi bakın.
Mutlulukla kalın.

30 Kasım 2023 Perşembe

BCP Kasım * Çocuklar, Hayvanlar ve Bilim Kurgu

Merhabalar.
BCP Kasım ayı ile karşınızdayım. Ben bu ay için Beastars animesini seçtim. 2 sezonluk bir anime. Konusu benim için çok orijinaldi o yüzden ben de yeri ayrı oldu. Karakterlerini çok sevdim. Verdiği duygusal tona bayıldım. Gerçekten çok keyifliydi.
Konusuna gelirsek sadece hayvanlardan oluşan bir dünyada etçil ve otçul hayvanlar barış içinde yaşamaktadır. Hikayenin geçtiği Cherryton Akademisi'nde herkesin rahatça eğitim alması için her detay düşünülmüştür. Her şey yolunda giderken bir gün bir lama saldırıya uğrar ve öldürülür. Bu durum okuldaki bütün etçillerin şüpheli konuma düşmesine neden olur. Etçil hayvanlarda kendi aralarında gerçek doğalarını, otçullardan farklı olan fiziksel üstünlüklerini ve bu üstünlüğe rağmen medeniyet içinde yaşamanın gerekliliklerini sorgulamaktadır. Biz bu sorgulamaları bir kurt olan Legoshi ile izleriz. Legoshi kocamandır ve nadir kurt türlerinden biridir. Toplum için faydalı olmak isteyen iyi niyetli bir kurt olan Legoshi bu trajik olayı da çözmek ve okulda hakim olan tehdit havasını yok etmek ister. Bu isteği ile yolu okulun başkanı Louis ve hikayesi beni çok etkileyen Haru ile kesişir. 
Ben Legoshi, Louis ve Haru'yu çok sevdim. Anime de gerçekten çok güzeldi. Karakterlerin dönüşümleri, sorgulamaları, geçmişleri, birbirleriyle olan ilişkileri çok etkileyiciydi. Bence anime sevmiyorsanız bile izleyin. Sadece olay hayvanlar alemine geçiyor geri kalan her şey tıpkı insanları anlatıyor. 
Mutlulukla kalın.