Neler Hakkında Yazıyorum?

22 Temmuz 2016 Cuma

Ah Hayat!

Ah hayat...
Böyle iç çektiren ömürler nasıl geçer.
Acaba herkes benim gibi biraz kaçmak, kendiyle kalmak, çoğu zamanda yok olmak istiyor mudur?
Hiç bitmeyen baş ağrılarımı dindirmek için gözlerimi kapatıp huzuru çağırabilir miyim?
Kendimi bildim bileli bir sızıdır bu içimde. Benliğini aramak ve bulamamak mı bunun en büyük nedeni? Her yaptığım şeyin, başıma gelen her olayın nedenini mi sorgulamak yoksa?
Lisede felsefe hocamız "Mezun olduğunuzda hayatı biraz olsun sorgulayan bireyler olursanız amacıma ulaşmışım demektir." derdi hep. Şimdi bitmek bilmeyen hesaplaşmalar beni tüketiyormuş gibi geliyor.
Ben çoğu zaman yaşıma veriyorum bunu. Kendimi tanıma zamanım, diyorum. Keşfetme zamanım.
Kimim, ne yapıyorum, neden yapıyorum, bu dünya üzerinde yaşama amacım ne?
Böyle cevabı bile sorusu gibi karmaşık olan şeyleri aşmak zor gerçekten de.
Ya kabulleneceksiniz; "Başıma ne gelirse onu yaşıyorum."
Ya da birazcık 'kendi isteklerimle yaşamalıyım' deyip yılmadan mücadele edeceksiniz.
Her ikisi de zordur.
Birinde istemediğiniz şeyler çıkar karşınıza ve biz burada tahammül etmeyi öğreniriz. Diğerinde ise köstek çıkanınız çok olur. Bu hayat böyle maalesef. Kuyudan çıkmak için çırpınanı ayak bileğinden aşağı çekiyor. Ve bu öyle yakınınızdan geliyor ki silkenemiyorsunuz bile.
Sanırım asıl sorun değişimin kontrol edilememesi.
Bunu bu aralar daha iyi anladım.
Sen, diğer insanları yok saysan da onların senin üzerinde yaptığı planları yok sayamıyorsun.
Kaç yaşına gelirsen gel çevrendekilerin sözlerini önemsemek zorunda bırakılıyorsun. Artık belli bir yaşa gelmiş büyüklerinse senin hiçbir şey bilmeyen bir kişi olduğu yargısına öyle bir inanmış oluyor ki kendi mutluluğunu kurarken yaptıklarına en büyük ahmaklıkmış gibi tepki veriyorlar.
Kalabalıklar güzeldir, evet. Ama içinde huzur bulmadığında sadece gürültücü insan yığınından başka bir şey olmuyorlar.
Ben çevremde huzuru getiren kişiler istiyorum. İstersen bir elin parmak sayısını geçmesin ama mutlu olalım. Kendimiz olalım. Takmak zorunda bırakıldığımız o kadar maske var ki bu dünyada. En azında bir yerlerde yalın bir şekilde kendimiz olmalıyız.
Aksi takdirde nefes almak bana zulüm gibi gelmeye başlayacak.
Ve biliyorum yine yaşadıklarımın sonucunda en çok ben üzüleceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder