Neler Hakkında Yazıyorum?

5 Eylül 2017 Salı

En Güzel Zaman

Merhabalar.
Bilenler bilir bilmeyenler de şimdi öğrensin benim dört yaşında çok tatlı ama çok da yaramaz bir erkek kardeşim var. Her yeni gün onunla bambaşka keşiflerle geçiyor. Bazen sabır sınırlarımı zorlasa da kısıtlı geçirdiğimiz şu tatil günleri hatırına da en çok bana şımarıyor.
Neden bunları yazdığıma gelirsek bugün onunla çok eğlendim ve söylediklerine çok güldüm. Hafızamda yitip gitmesin istedim bu yüzden buralara karalıyorum.
Annem çalıştığı için kardeşim bakıcıya gidiyor ve oradaki teyzesine de torunlarına özenip anneanne diyor. Kendi anneannemizi aklı ermeye başladığında çok sık görmedi. Bu yüzden hep onu yabancılıyor. "O senin anneannen" dediğimizde "hayır o annemin annesi" diyor hep.
Bu günkü oyunumuzda annem, o ve ben Şarkışla'daki kedimizi taklit ediyorduk. Birimiz dede, birimiz anneanne, diğerimizde Boncuk yani kedimiz oluyordu. Ancak her seferinde anneanne rolünü alan kişiye bakıcısının adıyla hitap ediyor ve asla Güldeste yani kendi kendi anneannemizin adını söylemiyordu.
Söz biraz uzuyor ama tablet oyunlarından parayla karakter almaya alıştığından hayatta onun için en yüksek sayı olan 20 para olduğunu savunup "Güldeste anneanneyi alamayız. O çok pahalı" diyordu.
Öyle böyle onu ikna ettik ama bu seferde ben hep kahkaha kriziyle oyunu yarım bırakınca beni "bak şimdi Güldeste anneanne yerine Semiha anneanne olursun" diye tehdit ediyordu.
İşte böyle hayatımdaki küçük afacana hala bir şeyler öğretme peşindeyim ama öyle laflar ediyor ki cevap veremeden kalıyorum. Her yeni gelen nesil daha bir akıllı maşallah.
*
Bir de konu dışı birkaç şey yazmak istiyorum. Bu yazıyı yazmadan önce hep  çocukları çok sevdiğimi belirtmeliyim diye düşünüp duruyordum. Evet, çocuklara hatta bebeklere bayılan biriyim. Yolda gördüğüm de asla dokunmam veya kucaklamaya çalışmam ama gözlerimle, sözlerimle sever dururum uzaktan. Asıl değinmek istediğim konu da burası. İşin uzmanı değilim ama gittikçe değişen, en azından benim çocukluğuma göre, ve bu süreçte kötüleşen bir toplumsal yaşantıya sahibiz artık. Çocuklara yapılan kötü muameleler giderek artmakta ve bu en yakınından gelmekte. Bu yüzden başkalarının çocuklarını severken fiziksel temastan kaçınmamız gerektiğini düşünüyorum. Kendi çevremizde, kendi eğitimimizde olan çocuklara da 'kişisel alan' kavramını iyice öğretmeliyiz. Çocuklara ne derseniz, yanlarında ne yaparsanız onunla büyürler. Önce kendimiz iyiye en yakın hale bürünmeliyiz ki gelecek nesil de iyiliklerle gelsin.
Mutlulukla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder